Milli Takım umut mu veriyor güven mi ?

0x0-a-milli-takim-yeniden-lider-moldova-0-4-turkiye-mac-sonucu-1568147918155

A Milli Futbol takımımız Moldova karşısında 4-0 galip gelerek grubunda liderliğe yükseldi ve Avrupa vizesini kapmaya artık çok yakın. Takımın oyunu her ne kadar göz doldursa da gözle görülen bir kaç problem var ve Moldova’nın bizim için referans niteliğinde olmadığını düşünüyorum. Başlıca problemlerimiz; Deniz’in maçta gösterdiği performans neredeyse kusursuza yakındı fakat Deniz bu takımın taşıyıcısı olacak mı? Deniz’in karşısında böyle bir bek her zaman bulmamız pek mümkün değil. Orta saha bölgemiz çok kırılgan ve ofansif oyunculardan kurulu gözüküyor, Dorukan hariç diğer orta saha oyuncularımız fizik gücü yüksek takımlara karşı sıkıntı çekebilir, Şenol hoca oyunu kanatlardan oynamak istiyor ancak, Cengiz sağlıklı olduğunda onun kanadı kullanabilir, Cengiz olmadığında kanat oyuncularımız yeteri kadar atletik ve hızlı değiller. Oyuna genel anlamıyla baktığımda defans bölgemiz Merih ve Çağlar’ın hızla yükselttiği grafikleri sonucunda üst seviyeye gelmiş, oyunu rakip sahaya yıktığımızda kilidi açabilecek oyuncularımız var fakat birlikte gösterdikleri performans soru işareti olabiliyor, karamsar yaklaşımım bu grubun Fransa haricinde referans olmaması nedeniyle kaynaklanıyor. İzlanda 90 dakika rakibe yakın markaj yapmaktan ve eski fizik üstünlüğünden uzak, Fransa bize karşı rehavete kapılmış gibiydi belki de rahat rahat kazandıkları kupa sonrası bu grubunda aynı şekilde geçeceğini düşündüler, ama biz 90 dakika enerjimizi sahaya yansıtarak onları yıpratmıştık. Son duruma bakarsak şu an en tepedeyiz ve gruptan çıkacağımıza kesin gözüyle bakıyorum. Uzun süre sonra böyle bir milli takımı izlemek gurur veriyor, ancak eksikliklerini görmemiz ve onlara odaklanmamız gerekiyor. Şenol Hoca’dan önümüzdeki maçlarda farklı dizilişler ve farklı oyuncu rotasyonları göreceğimizi düşünüyorum. Açıkçası şu takımda 3-4-3 oynayacak potansiyel görüyorum, rakibe 70-75 dakika pres yapabilecek, pas yüzdelerini %60-65 bandına çekebilecek, oyunu sürekli karşı alanda tutup kanatlardan rakibi boğabilecek potansiyelleri var. Tabi Şenol Hoca bu kadar risk alır mı bu bir soru işareti, bir futbol sever olarak Beşiktaş’ı tutmasam da Bayern Munich karşısında oynadıkları oyunu çok beğenmiştim ancak ikinci maç Şenol Güneş’in oynattığı o ilginç oyun sistemi beni çok büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı. Belki Beşiktaş savunmak yerine hücum etmeyi tercih etseydi Bayern Munich’i turun dışına atamasa bile başarılı bir oyun oynayarak veda edebilecekti. Kuşkusuz Şenol Hoca ligin en iyi hocasıydı ve Milli takımın ona ihtiyacı vardı ancak geçmişi maalesef unutamıyoruz.

#FIBA2019 Türkiye – Olimpiyat yolunda sıralama maçlarında son 1 dakikada zafer

Çekya karşısında sahada ne yaptığımızı anlamadan, ne oynamaya çalıştığımızı kimsenin bilmediği bir karşılaşmayı kaybederek turnuvanın üst turlarına veda etmiştik. Fakat sırama turları yani Olimpiyat mücadelesi devam ediyor, bugün Karadağ’a karşı yine ne oynadığımızı kimsenin anlamadığı bir maç çıkarttık. Türkiye tam olarak ne oynamak istiyor? Türkiye’nin sahada oyun planı ne? Rakibe göre mi şekilleniyoruz yoksa genel olarak bir oyunumuz mu var? Ben bunlara cevap veremiyorken Türkiye bir şekilde Karadağ maçını kazandı. Dış şutlarımız başarılı mı ? Hayır. Uzunlarımız mı etkili ? Hayır. Ne oynadık bugün? Bireysel oyuncuların mücadelesi ile bir şeyler denedik. Furkan Korkmaz son çeyreğe kadar oynadığı her an vasatın altındaydı ve çok kötü kararlar vererek hücuma da katkı sağlayamadı, Cedi Osman, topu eline aldığında neden hemen potaya attığını ben izlerken hiç anlamıyordum ki, son çeyrekte bir şeyler oldu ve Cedi Osman son 2 dakikada takımının liderliğini eline aldı, takımını sürüklemeye başladı. Ancak böyle diğer maçı kazanabilir miyiz? Beş dakikalık bir periyotta sahneye Melih Mahmutoğlu çıkıyor, sonra Wilbekin sazı eline alıyor, bakıyorlar olmuyor Sertaç oyuna giriyor uzun ile etkili oluyoruz derken Sertaç sakatlanıyor oyun dışına çıkmak zorunda kalıyor, beş kısa oynuyoruz fakat topu paylaşmak konusunda hiç bir çaba yok, sahada ne yaptığını bilmeyen 5 adam var, ne savunuyorlar ne hücum edebiliyorlar sadece birileri top ile potaya hareketlenmeye çalışıyor. Tam bir kaos ile farkı 8-10 civarında uzun süre tuttuk ve neyse ki şans bizim tarafımıza geçti son çeyreğinde son dakikalarında Cedi Osman bir şeyler yaptı maçı kazandık. Benim bu turnuva için şu aşamada gördüğüm şeyler hiç parlak değil. Milli takımın bir oyun planı yok, milli takım alan savunmasını yapılacak takıma da yapıyor yapılmayacak takıma da yapıyor, bu takımın şutörleri var fakat bu şutörleri kullanamıyoruz, topu iyi dağıtamıyoruz, uzunlar perdeye çıkmıyor zaten herkesin bu turnuvada konuştuğun gibi uzunlarımız gerçekten vasat altındalar ilerleyen senelerde alttan gelen bir kaç uzuna ihtiyaç duyulacak bu çok belli. Wilbekin formsuz, Cedi Osman takımı ile anlaşamıyor çok basit pas hataları yaptığını gördük, bizim takım olarak temel noktamız ve hatamız bana kalırsa eğer. Bu takım sert savunma yapması gereken, rakibi yıpratarak gerekirse çok faul alarak oyunun ilk 2 çeyreğini oynaması gereken bir takım, çünkü bizim oyuncularımız ne çok yaratıcı oyunlar ne çok yetenekli oyuncular. Sahayı hızlı katedemiyoruz, fastbreak yok, topu aldık oyun kitlendi crossover yok demek oluyor ki şuta ihtiyacımız var o zaman topu daha iyi paylaşmamız gerekiyor, daha sert, daha yıpratıcı bir savunma yapmamız gerekiyor. Ufuk Hoca maalesef oyuna geç müdahale ediyor, Çekya maçında ısrarla Ersan’ı sahada tutmasına anlam veremedim, bugün Karadağ maçında belki daha erken dokunuşlar yapabilir oyun mantalitesini değiştirebilirdi. Diğer karşılaşmalarımızda Milli takıma başarılar diliyorum umuyorum oynadıkları sistemsiz oyunu fark ederler ve bir kaç dokunuş yaparlar.

Yaz Dönemi Transfer #N.1 -Türkiye

Ligimiz için son günü ve hatta son dakikaları hızlı geçen transfer döneminin sonuna geldik. Fenerbahçe takıma yaklaşık 10 yeni transfer ve kiralık oyuncular ile sezona şampiyonluk parolası ile girerken, Galatasaray bombayı patlatmayı transferin son gününe kadar bekledi ve sonuç olarak Falcao ligimize geldi. Beşiktaş, sessiz bir transfer dönemi geçirdikten sonra lige kötü girişin ardından son günlerde transferlerini gerçekleştirdi ve elini milli araya girerken güçlendirdi. Quaresma’nın sorunlu bir şekilde Kasımpaşa’ya transferinin gerçekleşmesi sonrasında Beşiktaş Portekizli yıldızın kendileri için artık yararsız olduğunu düşünse de kanatlarda gücünü ve oyun yaratıcılığını kaybetti. Ara öncesi son maçında rakip kaleye gelememesi pozisyon eksikliği, sadece yan toplarda etkin gözükmesi takımın ofansif gücünü yitirdiğini gösterdi. Fenerbahçe cephesi ise yeni kadrosu ile lige yaptığı hızlı girişini ardından yaz transfer döneminde kanayan yarası olan bek bölgesine takviye yapamadı ve ligin ilk yarısına orjini bek olmayan, sadece gerektiğinde Monaco’da sağ bek oynamış olan Dirar’ı alışık olmadığı Sol bek pozisyonunda değerlendirmek zorunda kaldı. İlk iki maç eforu, hırsı, son saniyede attığı gol ile göz dolduran bir performans ortaya koyan Dirar, Milli maç arası öncesinde oynanan Trabzonspor maçında ilk maç gösterdiği performanstan uzaktı. Fenerbahçe, maçın ilk yarısında sağlı sollu hücum etse de skor üretemedi ve maç 1-1 beraberlik ile sona erdi. Takıma yaz transfer döneminde katılan ve oynadığı maçlarda öne çıkan isimlerin başında Muriqi ve yuvaya dönen kaptan Emre Belözoğlu geldi. Gerek Emre’nin oyun görüşü ile takımı bir maestro gibi yönetmesi gerekse Vedat Muriqi’nin sahanın en ucunda rakipleriyle savaş halinde mücadelesi taraftarın yıllardır aradığı ve dillerinden düşürmediği “Fenerbahçe defans yapmaz, yaptırır!” ruhunu yeniden canlandırdı. Son şampiyon Galatasaray lige beklenenden uzak başladı, hücum gücünü kaybetmiş gözüken aslan, taraftarın göndermek için elinden geleni yaptığı Diagne’yi transferin son gününde şampiyonlar ligi A grubundaki rakibi Club Brugge’a kiraladı ve Kolombiyalı yıldız Falcao’yu renklerine bağladı. Biz futbolseverlerin takip ettiği ve yeteneklerine hayran kaldığı bir isim olan Lemina’da transferin son günü Southampton’dan kiralandı ve bu kritik dokunuşlar ile Galatasaray’ın hücum gücü tam anlamıyla rakipleri için bir kabusa döndü. Beşiktaş, Arsenal’den bu sezon renklerine kiralık olarak kattığı Elneny ile orta saha sorununu gidermiş gibi gözükürken son güne bir bomba daha sıkıştırdı ve Sporting Lisbon’dan Diaby takıma katıldı. Sağ beke Gökhan Gönül ile rekabete girmesi için Barcelona’dan transfer edilen Douglas transfer edilirken, Villareal’den Victor Ruiz stoper bölgesine alındı. Sol kanat için Tottenham’dan alınan Kevin N’koudou benim de takip ettiğim bir oyuncuydu ve ligin geri kalanında performansını dört gözle takip edeceğim bir futbolcu. Potansiyeli çok yüksek bir futbolcu hızı ve yeteneği ile kanattan içeri ya da çizgiye rahat hücum edebilen genç kanat, bence asist istatistiği ile yıl sonunda dikkat çekebilir. Fakat Beşiktaş’ın 19/20 Cemil Usta sezonunda Abdullah Avcı’yı teknik direktör olarak belirlemesi ile bir çokları için en önemli transferi “hoca” bölgesine yaptığı düşünülüyor, ben de hocanın gerek taktik bilgisi, gerekse maça takımını hazırlama yeteneği ile ligin ortalarına doğru sistemini oturtacağı ve takımın kendi oyununu sahaya yansıtacağını düşünüyorum. Yaz transfer dönemünü özetlersek, üç büyükler için yaz transfer dönemi tam anlamıyla başarılı geçmiş gözükmüyor. Fenerbahçe son gün gerçekleştirdiği Brezilya’lı yıldız Gustavo yaz transfer dönemi boyunca beklenen bir transferdi ve uzun vadede Emre’nin yaşacağı sakatlık problemleri ihtimali için bir sahada bir lider bulunması gerekiyordu, Gustavo transferi nokta bir transferdi fakat takıma bu dönem içinde sol bek, sağ bek, sol kanat transferi gerçekleştirilemedi. Muhtemelen takımın devre arasına kadar kazanabileceği maksimum puanı kazanması ve devre arasında bu takviyelerin gerçekleşmesi düşünülüyor. Galatasaray’a baktığımızda stoper bölgesine bir oyuncu, sol bek bölgesine de bir oyuncu alması gerektiğini düşünüyorum. Falcao transferi takımın ilk üç haftada görülen kısır gidişatını giderecek ve takım çok rahat skor üretecek gibi duruyor ama bu sezon defansif olarak zafiyet gösteren bir Galatasaray izleyebiliriz. Bu kadro ligimiz için yeterli olsa bile şampiyonlar ligi A grubu için umarım yeterli olur. Beşiktaş’ın son gün transferleri ile gücünü toplaması muhtemel ama Victor Ruiz aranan stoper mi soru işareti. Ljajic geçen sene gösterdiği performanstan uzak gözüküyor, Kagawa oyunda olduğu dakikalarda çok etkiliydi fakat transferi gerçekleştirilmedi ve oyuncu başka bir kulübe transfer oldu. Quaresma ile yollar geç ayrıldı takım düzeni, dizilişi, sistemi bence bu sebeple tam olarak oturmadı. Ancak lige verilen iki haftalık ara sonucunda Beşiktaş iyi hazırlanabilir ve sonucunda takım bu sezonda Abdullah Avcı’nın da performansını düşünürsek kafaya oynayabilir. Hızlı, soru işaretleri ile dolu, kimsenin tam anlamıyla tatmin olmadığı bir yaz transfer dönemini geride bıraktık. Mercek altına alamadığım tüm takımlara ve dört büyüklere 2019/2020 Cemil Usta sezonunda başarılar dilerim. Keyifli bir futbol izlemek dileğiyle.